Sevgililer Gününün Gerçek Hikayesi
Şubat ayına girdik. Şubat ayı denince hiç kuşkusuz çoğumuzun aklına ilk gelen Sevgililer günü... Hayatında seni mutlu eden, iyi hissettiren ve daha da ötesi sendeki ‘tamamlanmışlık’ duygusunu harekete geçiren biricik sevgilinle, hayat arkadaşınla 14 Şubat kutlamaya hazırlanıyorsun… Peki, bu aşk ve sevgi dolu romantik günün yani Sevgililer Günü’nün gerçek hikayesi nedir hiç merak ettin mi? Biz de aşkın ve tutkunun var gücüyle devamlılığını sağlanmasına katkıda bulunmak için tüm dünyada kutlanan ve özel bir gün olan Sevgililer Günü hikayesi ve anlamı nedir, bunu konu alan bir içerik hazırladık.
Sevgililer Gününün Gerçek Hikayesi Nedir?
Sevgililer gününün çıkış hikayesi için çok çeşitli efsaneler ve bilgiler var. Çoğu kaynağa göre sevgililer gününün ilk çıkışı yüzyıllar öncesi, Eski Roma dönemine dayanıyor. Antik Roma tarihine göre, 13 Şubat’tan 15 Şubat’a kadar olan dönem, "Lupercalia” isimli bayram olarak kutlanırdı. Baharın gelişini kutlayan festivalde doğurganlık ayinleri ve kadınların erkeklerle kura ile eşleştirilmesi yer alıyordu. Her ne kadar sevgi ve bereket kutlamalarını temsil eden bir bayram da olsa, bayram esnasındaki kutlama etkinlikleri oldukça vahşiydi. Erkekler kedi ve keçiler kurban eder, derilerini yüzerlerdi. Yüzdükleri bu derilerle de kadınları kırbaçlardılar. Bunun arkasındaki inanç ise, kadınlar daha doğurganlığı arttıracağı inancı idi.
Oldukça vahşi geçen bu kutlamalar sırasında bir "çöpçatanlık” etkinliği de vardı. Buna göre kura çekilişi yapılıyordu. Genç erkekler, kavanoz içerisinden kadınların isimlerini çekiyorlar, festival süresince ismini çektikleri kadınla beraber oluyorlardı. Eğer bir araya gelen çift uyumlu ise yani kura amacına ulaştıysa, festival sonrasında da bu birliktelik devam ediyordu.
Özetle Antik Romalıların Lupercalia festivali’nin modern günümüzün Sevgililer Gününün çıkış noktası olduğunu söyleniyor. Yine Romalılar döneminde, 13. yüzyılda, İmparator Claudius II her ikisinin de adı Valentine olan iki din görevlisini, farklı yıllarda, ölüme mahkum etti. Bu şehitleri onurlandırmak adına, Katolik Kilisesi onların öldükleri gün olan 14 Şubat’ın "Aziz Valentine Günü” olarak kutlanmasını kabul etti.
Aşk, sevgi, romantizm, bağlılık ve tutku… Evet, bu kavramların hepsi gerçekten çok samimi ve iyimser. Peki, gerçekte Sevgililer Günü hikayesi nedir? Sevgililer günü aslında ne ve Sevgililer günü hikayesi neye dayanıyor?
Benzerlikleri göz önüne alındığında, festivalin kökenlerinin Şubat ortasında düzenlenen Roma Lupercalia festivaline dayandığı öne sürülür. 5. yüzyılın sonunda Papa I. Gelasius, pagan ayinlerini unutturmak için Lupercalia kutlamalarını yasakladı ve bu festivalin yerine Aziz Sevgililer Günü'nün getirmeye çalıştı. Özetle, Papa I. Gelasius, Aziz Valentin Günü'nü Lupercalia ile beşinci yüzyılda birleştirmeye çalıştı. Ancak bu girişimler bile, kutlamaların bereket ve sevgi günü olmasını engelleyemedi.
Yıllar geçtikçe festival vahşet etkinliklerinden uzaklaşarak daha tatlı ve romantik bir hal aldı. Öyle ki Chaucer ve Shakespeare gibi önemli isimler de, çalışmalarında bu kutlamaları romantikleştirdiler. Bu şekilde Sevgililer günü hem İngiltere’de hem de Avrupa’nın geri kalanında daha popüler olmaya başladı. El yapımı tebrik kartları, Orta Çağ'da günün simgesi olmaya başladı. Sanayi devrimi ile beraber 19. yüzyılda el yapımı kartların yerini, fabrikalarda üretilen tebrik kartları aldı. Ve sonunda 1913 yılında Hallmark Cards, sevgililer günü tebrik kartlarının seri üretimine başladı. Geçmiş bilgilere bakıldığında, Sevgililer gününün gerçek kökeni en iyi ihtimalle belirsizdir. Biline ise, Sevgililer Günü, yaklaşık 14. yüzyıla kadar bir aşk günü olarak kutlanmadı.
Diğer Sevgililer Günün efsaneleri için Antik Roma İmparatorluğu günlerine dönüyoruz...
Antik Roma tarihine baktığımızda farklı efsaneler görüyoruz. Hristiyan metinlerinde "Valentinus” olarak geçen Terni'li Aziz, tarihi 13. yüzyıla dayanan bir efsaneye konu oluyor. Diğer efsaneler ise, Sevgililer gününün adını başka bir Valentine’den aldığını iddia ediyor. Ancak iki azizin aslında bir kişi olması da mümkün. Açıkçası tam kesin bir bilgi olmamakla, beraber yorumu size ait.
13. yüzyılda Terni'li Aziz Valentine ve müritlerinin Hikayesi
Sevgililer Günü, Aziz Valentine ile anılan bir gündür. Tarih kaynaklarında her ne kadar birden fazla Aziz Valentine bulunuyor olsa da bizim odağımız, Antik Roma medeniyetinde "Aşıkların Tanrısı” olarak bilinen Aziz Valentine’dir.
Altın Efsane'ye göre, Roma İmparatoru II. Claudius Gothicus tarafından şehit edilen bir rahipten almış olabilir. Aziz Valentine'in bir Hıristiyan olarak zulüm gördüğünü ve bizzat Roma İmparatoru II. Claudius tarafından sorguya çekildiğini belirtir. Claudius, Valentine'den etkilendi ve onunla bir konuşma yapıp, Azize Valentine’e bir af imkanı sundu. Valentine’nin hayatının kurtulmasını Hıristiyan inancını bırakıp Roma tanrılarına inanması şartına bağladı.
Hristiyan bir din adamı olan Valentine ise, bu teklifi redetti ve bunun yerine İmparator Claudius'u Hristiyanlığa döndürmeye çalıştı. Bu nedenle idam edilmesi kaçınılmaz oldu.
Hapiste mahkum olarak geçirdiği günlerde Valentine, gardiyan Asterius’un sevgisini kazandı ve Asterius’un kör olan kızı Julia’ya çeşitli din bilgilerini okuyarak öğretti. İnfazından önce, kör olan Julia'yı iyileştirerek bir mucize gerçekleştirdiği bildirildi. Gardiyanın kızı ve kırk altı kişilik ev halkı (aile üyeleri ve hizmetçiler) İsa'ya iman ettiler ve vaftiz edildiler. Bazı rivayetlere göre, zamanla Valentine, Julia’ya aşık oldu ve idamına karar verilen 14 Şubat günü, gardiyan Asterius'un artık kör olmayan kızı, Julia’ya hitaben ilk "sevgililer günü" kartını kendisinin yazdığı ve "Sevgiliniz" olarak imzaladığı sanılıyor. "Sevgilinizden" ifadesi daha sonra modern Valentine mektupları tarafından benimsenmiştir.
Bazı rivayetler, Aziz Valentine'in Roma'daki Praxedes Kilisesi'ne gömüldüğünü belirtir. Gömüldüğü yer, Saint Hippolytus mezarlığının yakınında yer almaktadır. Efsaneye göre "Julia'nın mezarının yanına pembe çiçekli bir badem ağacı diktiğini söylüyor. Bugün badem ağacı, kalıcı sevgi ve dostluğun sembolü olmaya devam ediyor." Bu hikayeye dayanarak papaz Valentine, azizlik mertebesine yükseltilmiş, 14 Şubat günü ise Sevgililer Günü ya da Aziz Valentine Günü olarak anılagelmiştir.
Başka bir efsane ise, Aziz Valentine'in evlenmesi yasak olan askerler için gizli Hıristiyan düğünleri düzenlediğini ileri sürer. 13. yüzyılda, Roma İmparatoru II. Claudius, evli erkeklerin iyi askerler olamayacağına, Roma askerlerinin tüm güç ve konstrasyonlarını ülkenin savunmasına vermeleri gerektiğine inanırdı. Bu sebepten ordusunu güçlendirmek için askerlerinin evlenmesini yasakladı. Katolik kilisesinde papaz olan Aziz Valentine'in imparatorun emirlerine karşı geldi. Valentine, kocaları savaştan kurtarmak, birbirini seven ve aşık olan çiftleri birleştirmek için çiftleri gizlice evlendirdi. İmparatorun yasakladığı halde aşıkları gizlice kavuşturan papaz Valentine’in yaptıkları açığa çıktığında Roma İmparatoru II. Claudius, onun hapsedilmesini emretti ve ardından öldürülmesini talep etti. Bu nedenle sevgililer günü aşkla ilişkilendirilir. Efsaneye göre, "Bu adamlara yeminlerini ve Tanrı'nın sevgisini hatırlatmak için Aziz Valentine'in parşömenden kalpleri kestiği söylenir", onları bu askerlere ve zulüm gören Hıristiyanlara verirdi. Kalplerin Aziz Valentine Günü olarak da anılan Sevgililer gününde yaygın olarak kullanılmasının olası bir kaynağıdır.
Ametist taşının hikayesi ve Şubat ayı ile ilişkilendirilmesi...
Yine bazı rivayetlere göre, Aziz Valentine’nin diğer Hıristiyan piskoposlar gibi, mor bir ametist yüzük taktığı iddia ediliyor. Aziz Valentine’in yüzüğünün içerisine , günümüzde aşkla ilişkilendirilen ve yaygın bir sembol olan "Aşk Tanrısı” oyulmuştu. "Aşk tanrısı” Roma imparatorluğu zamanında aşkı sembolize ettiği düşünülen yasal sembollerden biriydi. Muhtemelen bu iddiadan dolayı ve Aziz Valentine ile olan ilişkisinden dolayı ametist, aşkı çektiği düşünülen Şubat ayının doğum taşı olmuştur.
